Bazı kadınları neden mutlu edemiyoruz? Evde mis gibi oturuyorlar. Başlarında şu işi yap diyen bir amirleri de yok! diyen eşlerin anlamlandıramadığı mutsuzluk sebeplerini gözden geçirelim istedik.
-Kendilerinden önce aile eş ve çocuklarını ön planda tutan kadın, yıllar içinde kendini ihmal ederek, benliğine zaman ayırmaz. Benlik yaşanan zamanın içinde bazen ikinci bazen üçüncü plana atılır. Çocuğunu, eşini ve ailesini ihmal etmemek için kendinden harcar.
– Sinirlendiği zaman susar. Sıkıntısını içine atar. Hatta kayın valide, eş, çocuk ve akrabalar fark etmesin diye kendine bile oynar. Öfkesini ifade edemez ve omuzlarındaki yüke bir de öfke biner.
-Evde iş paylaşımında kadın kendinden ödün verir. Eşi dışarıda çalıştığı için ona kıyamaz. Bazen eşinden, partnerinden gelen yardım tekliflerini yetersizlik gibi algılayıp, kendini bu konuda daha da yorar ve işten gelen eşine, okuldan gelen çocuğuna her şeyi hazır eder. Bu nedenle çevresindekiler hazırcılığa alışır ve bu kadının göreviymiş gibi algılanır.
-Kalıplaşmış cinsiyet rolleri ve geleneksel yaşantılar nedeni ile kadın kendinden önce eşiyle çocuklarının rahatını gözetir. Bütün sorumluluklar biraz ağır olsa da zamanla yüklenen işlere yetişemez ve işler yüzünden ailesiyle kaliteli vakit (eğlence, spor, birlikte aktivite gibi) beraber geçiremez. O ya hep mutfak ya ütüde ya temizliktedir.
-Çocukların bakımı; bu konu genelde kadının göreviymiş gibi algılanır okuldan almak, okula bırakmak veli toplantıları, etkinlik ve oyun zamanları ve babanın iş saatlerinin geç olması, yoğunluğu nedeni ile bu görev genelde kadına düşer.
-Kendine zaman ayıramaz. Arkadaş toplantıları, sosyal aktiviteler, eğlence, gezi programlarında hep öncelik çocukların olduğu için, kendine vakit ayırmayı lüks gibi algılar. Kuaför, yemek arkadaş toplantısı, bakım ihtiyaçları v.b. gerekli zamanı ayırmakta zorluk çeker ve değersiz hisseder.
-Herkesi ruhsal olarak besleme görevini yüklenir. Bu gün iş nasıldı hayatım? Öğretmenin bugün sana neler söyledi ? Neler yaptın? Yemeği hazırladım, acıktıysan hemen başlayalım. v.b herkesi ruhsal olarak besler ama kendini besleyemez ve bir zaman sonra tükenme göstergesi olarak yetersiz , değersiz ve çaresiz hisseden kadınlar olarak, öfke , yüksek tansiyon, kaygı bozukluğu, takıntı (obsesyon özellikle temizlik ) ve depresyon gibi hastalıklar ortaya çıkar.
Bu sorunlar beraberinde iletişim sorunlarını da getirir. Kişinin algısı bozulur, kendini soyutlar anlamsız tepkiler verir. Bu durumda kişi kendinin farkına varmalı depresyon,öfke nöbetleri, kızgınlık,gibi duyguları ile baş edemediğini fark etmeli olumsuz sonuçlara meydan vermemelidir. Özellikle küçük çocuğu , bebeği olan anneler dikkat etmeli, kendi duygu durum bozukluklarını çocuklara hissettirmeden çözüm yolları bulmalı yada aile danışmanından yardım almalıdır.