Kaygı; çocuğun korku verici, tehtid edici, bir duruma karşı vermiş olduğu ruhsal ve fiziksel tepkileridir. Kaygı her duygu gibi insanda olması gereken duygulardandır. Belli bir düzeyde olması motive edicidir ve gereklidir. Kaygı çocuklarda bebeklikte başlar bazen anne karnında annenin yaşadığı stres veya travmalarda çocuğu etkileyebilir. Çocuğun yaşadığı kaygılar ebeveynleri tarafından pekiştirilirse bu durum çocuğun aileden ayrılıp okula başlaması döneminde belirginleşir.
3-6 yaş çocuklarda anne baba tutumları ve çocuğun okul kaygısı arasında bir ilişki vardır. Ailenin bağlanma modelleri çocuk üzerinde olumsuz etkiler oluşturur. Çocuklarda gözlemlenen davranış problemleri arasında;

  • -İçe kapanıklık,
  • -Aşırı hareketlilik ve hiperaktivite
  • -İştahsızlık
  • -Davranış sorunları
  • -Duygusal sorunlar
  • -Akran sorunları
  • -Sosyal davranış sorunları
  • -Otoriteye direnç
  • -Saldırgan davranışlar v.b. davranışlar görülür.

Korkulu bağlanan çocuklarda, akran sorunları, saplantılı bağlanan anne babaların çocuklarında duygusal sorunlar, davranış problemleri,
kayıtsız bağlanan anne babaların çocuklarında ise yine akran sorunları, otorite ye direnç, sosyal sorunlar ve total güçlükler görülür. Bu durum erkek çocuklarının kızlara oranla daha saldırgan olmalarına dikkat bozukluğuna ve öğrenme güçlüklerine neden olur.

Çocuklarda yaşanan kaygının temelinde ise;
-Anne babadan ayrı kalma, bilmediği ortama girme, tanımadığı insanlar görme, güvende olamama kaygısı,
-Özgüven eksikliği,
-Evdeki kardeşi kıskanma ve otoriteye direnç gösterme,
-Yeni ortam ve yeni insanlara uyum problemi kaygısı taşıma,
Yada
-Anne ve babanın çocuktan ayrılma kaygısı ve bunun çocuğa yansıtılması.

Duygusal belirtileri:
-Ağlama, bağırma, katılma,
-Korku,endişe,panik,
-Huzursuzluk,mutsuzluk,keder,
-Konsantrasyon bozukluğu.
Buna ek olarak fiziksel belirtileri ise;
-Karın ağrısı,baş dönmesi,
-Kusma,bulantı,ishal,
-Alt ıslatma ,kaçırma,altına kaçıracakmış gibi hissetme,
-İştahsızlık,yutamama,çiğneyememe,
-Kalp çarpıntısı, ölecekmiş gibi hissetme.
Ne yapmalı:
Çocuğun gelişim sürecinde farklı ortamlara girmesini ve farklı insanlarla tanışmasını sağlamalıdır. Çocuğun sınırları belirlenmeli, kurallar konulmalı, ödevler, ödüller belirlenmelidir. Ebeveyn tutumları net olmalıdır. Eğer kardeş düşünülüyorsa okul başlangıç döneminden sonra olmalı veya eve yeni kardeş gelmişse çocuğun kendini değersiz hissetmemesi için kardeş varlığına alıştıktan sonra okula gönderilmelidir. Ebeveyn çocukla beraber okulu ziyaret etmeli, öğretmeni ile tanışmalı ve okul gezdirilmelidir. Ebeveynin okulda göstermiş olduğu tepki çok önemlidir. Çocuklar, gözlemler yoluyla ebeveynin tepkisini ve kaygısını görebilirler. Ebeveyn kaygılı, tepkili olmamalı, öğretmenle sempatik bir ilişki, iyi bir diyalog kurmalıdır. Ayrılma kaygısı yaşayan çocuklara davranışlar da nötr ifade takınmalı, duygusal tepkiler vermemeli, uzun süreli vedalaşmalardan uzak durmalıdır. Eğer çocuk önceden yapmadığı davranışları sergiliyor, önceden kazandığı becerilerde problem yaşıyorsa (altını ıslatma, tuvalet kontrol problemleri, tırnak yeme, emme davranışı gösterme, şiddet, ağlama nöbetleri, uyumama mutsuzluk v.b. Gibi) bu durumda uzman desteği alınmalıdır.